<body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar.g?targetBlogID\x3d9035958\x26blogName\x3dGece\x26publishMode\x3dPUBLISH_MODE_BLOGSPOT\x26navbarType\x3dSILVER\x26layoutType\x3dCLASSIC\x26searchRoot\x3dhttps://sebnem.blogspot.com/search\x26blogLocale\x3dtr_TR\x26v\x3d2\x26homepageUrl\x3dhttp://sebnem.blogspot.com/\x26vt\x3d49898149766296179', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script> Gece Logo Ana Sayfa Profil

Çarşamba, Kasım 29, 2006

Bu aralar...

1. Rejime başladım.
2. İşlerimden birini bıraktım, diğerini bitirdim.
3. Bütün arkadaşlarımı ihmal ettim.
4. Yapılmasına yardımcı olduğum - düpedüz ben yaptım- doktora ödevinden 90 aldım.
5. Hala doktora gidip tahlil sonucumu göstermedim.
6. Ardayı topu topu 2 saat gördüm.
7. Ekonomik özgürlüğümü kaybettim.
8. 2 de ihale kaybettim.
9. Birini sevmeye başladım.

Aklıma gelenler bunlar. Bazen hayat devam ediyor, akıyor gidiyor, ben öyle bakıyormuşum gibi hissediyorum. Bazen yaşadığımı sonuna kadar hissediyorum.

Pazar, Kasım 26, 2006

Dolgu Müziği

TRT'nin dürüstlüğü işyerinde maç dinlerken akşam akşam güldürdü beni.

Maçtan sonra koyalım bi CD doldursun haberlere kadar olan arayı demişler, bunu da tüm dinleyicilerine duyurmuşlar...

Cuma, Kasım 17, 2006

Arda

Maşallah benim oğluma...

Perşembe, Kasım 16, 2006

Teyze

Şu anda doğum odasında olan yeğenim hatrına artık herkes teyze diyebilir bana, valla kızmayacam...

Akşama doğru gelecek inşallah oğlum, dua edin bizim için...

Cumartesi, Kasım 11, 2006

senkron kayması

çarşamba gününden beri her gün hastanedeyim... Sebep : Senkron kayması :) Doktora açıklamaya çalıştım baş dönmelerimi. Aslında dönmüyor, anlık bir kayma oluyor... Anlatamadım doktora da bu hissi... Anlatamadığımdan herhalde bir milyon tane test yaptırdım son bir kaç günde. Yoruldum, sıkıldım, endişelendim.

Bu sabah en son MR çektirdim. Artık tüm testler tamamlandı, tek eksik doktorun sonucu söylemesi...

Ama ne oldu, doktor hanım kongre yüzünden 1 hafta yokmuş, o yüzden ayın 20sinden sonra tahlil ve test sonuçlarım söylenecekmiş.

Şaka gibi! O güne kadar başım dönmeye devam edecekmiş! Bu kadar sıkıntı nedendi o zaman? Şu anda da dakkada 3-5 defa o tariflendiremediğim kayma oluyor ve ben son 5 günde her gün 2-3 saatimi hastanede harcamama, 1 milyarlık test yaptırmama, o kadar sıkıntıyı çekmeme rağmen bu kaymanın ne nedenini biliyorum ne de çözümünü. O kadar da rahatsız edici bir his ki...

Sonuç itibari ile Kongre dönüşüne kadar benim süre senkron kayık arkadaşlar... Endişeli bekleyiş devam ediyor, başım döndükçe dönüyor...

Perşembe, Kasım 09, 2006

Var da var...

Ertesi gün bir dolu teste gireceğim için keyifizliğim var, gece 12de hala işte bu şekilde çalışmama neden olan bir işim var, bitmeyen işlerim var, özlediğim ama özlemekten mutsuz olduğum bir sevgili adayım var, yarın bir ihale, pazartesi günü site açılışı, çarşamba günü sunumum var, endişelerim, sıkıntılarım, mutsuzluklarım var...

Ama neyseki Cuma günü happy hour yapıp da bira ikram eden şirketim, içtikleriyle yetinmeyip stok yapan ve stoklarını kilitsiz çekmecelerde bırakan iş arkadaşlarım da var...

Şerefinize...

Salı, Kasım 07, 2006

Akıl oyunları

Hani vardır ya, gönül hırsızı, kalbini çalmak falan diye laflar. Külliyen yalan. Olması gereken laf "aklını çalmak" bence...

Birini düşünmeye başlayınca, biri aklını çalınca/çelince bitiyor bütün mevzu.

Pazartesi, Kasım 06, 2006

Canlı yayın

Yeni ofisimde işe başladım. Önce açıklama: AB destekli bir portal projesi aldık bundan bir süre önce. O proje kapsamında proje kordinatörünün 8 ay süresince Gaziosmanpaşa’daki bir ofiste çalışması gerekiyordu. Ve o şanşlı kişi benim!

Bugün itibari ile duydunuz zilin sesini, süremiz başladı...

Bu kadarlık introdan sonra, gelelim ilk izlenimlere:

Apartman içinde dubleks bir ev aslında yeni ofisim. İlk defa şirket binası, plaza vs gibi bir yerde değil de ev tipi ofiste çalışıyorum. Tuvalette jakuzi olması acaip garip geldi bana mesela. Mutfak dolapları, mutfak masası da garip tabi haliyle. Hele o masanın üzerindeki amerikan servisler yok mu...

Ofisin diğer çalışanlarının odaları var, ben evin, aman pardon ofisin, salonunda çalışıyorum. Salon 3 kişilik bir ofis olarak tasarlanmış, ortada da kocaman bir toplantı masası var. Ve benim dışımda salonda çalışan kimse yok. Sabah 40 kişinin çalıştığı bir açık ofisten buraya düşünce insan bir boşluğa giriyor tabi. Topuk seslerimin ne kadar yüksek olduğunu fark ettim, parmak ucunda yürüyorum artık. Bugüne kadar nasılsa açık ofis diye topuk seslerimi kafalarına çivilediğim bütün arkadaşlardan özür dilerim.

Burda çalışan Kırgızıstanlı adam söyledi, onların orda “yapraklar düşmeden kar düşerse kış çok sert geçer” diye bir laf varmış. Şu anda yemyeşil ağaçların üzerinde bembeyaz karı izliyorum. Bu kış burası çok zor geçecek sanırım, zira bütün yollar erimiş ama buranın yokuşu buzdu. Gözüm korktu... Ama manzaram süper. Papazın Bağına bakıyor ofis. E tabi bir de bütün Ankaraya.

Ofiste genellikle Türk çalışıyor, sayabildiğim kadarı ile 5 Türk, 1 Kırgızistanlı, 1 İspanyol, bir de aralarda gelen 1 İngiliz var. Çalışanların hepsi sevimli ve yardımsever.

- Ama beni bugün aç unuttular, o ayrı. Ki bu benim kadar obur birine yapılacak en büyük kötülük. Allahtan oburluğum utangaçlığıma galip geldi de aç kalmadım. Zaten benim aç kalmam ayıların kış uykusuna yatmaması gibi birşey. Show Haber duysa “Gaziosmanpaşa’da deprem alameti, uzmanlar açıklıyor, az sonraaaa... " derdi. -

İki bilgisayarım, kocaman toplantı masam, ağzına kadar dolu bir mutfağım, kulaksızlık müzik dinleyip de kimseyi rahatsız etmeyecek kadar yalnız ve sessiz bir çalışma ortamım var ama ben yine de gurbette hissediyorum. Bağlanmak da bir yere kadar, insan ofise de bağlanmaz ki kardeşim ....

Gece Gaziosmanpaşa'dan canlı olarak bildirdi...

Pazar, Kasım 05, 2006

Beşiktaş

Ben ne diyeyim bu takıma... Bir taraftar haftada 3 defa da üzülmez ki...

Çarşamba, Kasım 01, 2006

Edirne 2

Bugün Edirne yolcusuyum. 4 kişilik keyifli bir ekiple aslında bir toplantıya gidiyorum. İşler öyle bir yoğun ki bu toplantı tatil gibi geliyor bana.

Relevant links:
Önceki edirne seferi
Hava durumu
Konaklama
Yol arkadaşı

(Bu aralar turizm portalı projesi yapıyoruz, yazı yazınca link vermeden duramıyorum)

Bi de, Cuma dönüp pazartesi bambaşka bir ofiste geçici bir süre çalışmaya başlayacağım. Hem ağlarım, hem giderim. Bir buruk içim.


eXTReMe Tracker