<body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar.g?targetBlogID\x3d9035958\x26blogName\x3dGece\x26publishMode\x3dPUBLISH_MODE_BLOGSPOT\x26navbarType\x3dSILVER\x26layoutType\x3dCLASSIC\x26searchRoot\x3dhttps://sebnem.blogspot.com/search\x26blogLocale\x3dtr_TR\x26v\x3d2\x26homepageUrl\x3dhttp://sebnem.blogspot.com/\x26vt\x3d49898149766296179', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script> Gece Logo Ana Sayfa Profil

Cuma, Aralık 28, 2007

Yandaki yolcunun günlüğü

Burdur yolcusuyum akşam. Otobüsle gidiyorum ve aslında antalya seferi. Yanımdaki yolcu ne sevinir şimdi ben Burdur'da inince, onu düşünüyorum iki gündür. Bi de ben indikten sonra yeni yolcu almışlarmıdır acaba yanıma diye stres yaşar, yazık...


Bana neyse...




Pazartesi, Aralık 24, 2007

Porselen yemek takımı

Evlenmemize belki de daha bir sene var, ben neden birden böyle gaza geldim bilmiyorum. İçimde varmış demek ki, evlenme planı yaptığım bir sevgilim olsa da kendime tabak çanak alsam diyormuşum. Yastık, yorgan, banyo vs değil, yalnız, sadece mutfak eşyası. Bunun nedeni "yemek" ile ilgili herşeyi çok sevmem de olabilir, belli olmaz.

Dün saatlerce ankamall'deydik, arkadaşım makul bir insan tabi, adam gibi kıyafet dükkanlarına baktı. Ben ise "ay bi kahvaltı takımı beğendim esse'de sana göstereyim mi", "porselen takımın bi desenine baksana kararsız kaldım" şeklinde zırvaladım bütün gün.

Annem ve babamla dolaşırken - sanırım o gün Şebnem tarihinde bir ilkti, hem anne ve baba ile alışveriş merkezi dolaşma, hem de babamın yanında çeyiz muhabbeti yapma bakımından- bir yere girdik, satıcı anlatıyor "bunun kemik tozu oranı %30" diye, diğer takıma dönüyor, ben atlıyorum, "onunki %37". Yeni işimi sevmezsem bernando'da çalışabilirim, kendilerinin ürünleri hakkında epey bi bilgim oldu.

gelin ata binmiş, ya nasip demiş ya, ben de yok hiç öyle şeyler. Düşersek, tam attan düşmüşe döneceğim...

Pazartesi, Aralık 17, 2007

28. Tümen Kıbrıs

[gunluk]
13 Ocaktan itibaren sevgilimizin yeni ikametgahı burası. Pek hoşlanmadım durumdan. Burdur fikrine alışmışım sanırım. Gerçi uçak biletlerine baktım. 50 YTL'ye bile var. Ustelik 1 saat, benim için Burdurdan bile iyi olabilir. Onun için pek iyi olmayacağına dair duyumlar var ama.

Onun dışında yeni hayatım idare eder geçiyor. Bunalıyorum azıcık. Yalnız hissediyorum. Sevgilimcim sağolsun günde 2-3 defa arıyor, konuşabildiğimiz kadar uzun konuşuyoruz.

Rejim hadisesinde pek iyi gidiyorum maşallah :)
[/gunluk]

Çarşamba, Aralık 12, 2007

Yeni Hayat

Ne zamandır yazmıyorum doğru düzgün… Asker yolu bekliyorum bugünden itibaren, hem yeni işime de başladım 2 gün önce. Yazarım artık belki.
Burdura gitti bu sabah canım. Acemiliğini orda yapacak. Dağıtım, kısa dönemler için genelde aynı yerde kalmak şeklinde oluyor ama Burdur’da durum genelde farklıymış, dağıtım Kıbrıs’a çıkıyormuş. Hayırlısı bekleyip göreceğiz. O daha birliğine teslim olmadı ama ben itina ile resmini ofisime yerleştirdim, şafak defterime ilk çiziğimi attım. Bu üçüncü asker yolu bekleyişim aslında, dalga geçiyorlar benimle TSK Moral Eğitim Merkezi olarak çalışıyorum diye. Yine de bu farklı… (hepsinde böyle dememişimdir değil mi?) İçim acıyor Mayısa kadar yanımda olamayacağını düşününce ama yine de 157 güncük diyorum sürekli. Porselen yemek takımı, yastık yorgan gibi cok ulvi amaçlarım var bu sürede. Evlilik hazırlıkları ile oyalanır, kilo verir, para biriktirir diye umuyorum. Kelebekcim de Amerika’da ya şimdi, iyice bi yalnız kalacağım buralarda… (Beni “gerçekten” tanıyan arkadaşlar, tam bu noktada “sahi yaw, kızı arayıp soralım, yalnız bırakmayalım” diyeceksiniz di mi?)
Yeni işim şehrin öte yanında, bilkentteki plaza ortamından Gaziosmanpaşadaki bir apartman dairesi ofise geldim. Bundan 1 sene önce bu ofise geçici bir görevle ilk geldiğimdeki duygu ve düşüncelerimi yazmıştım o zamanlar. Nasıl bir yer olduğunu baştan anlatmayayım. Burdan bakın. Bilişim sektöründen iletişim sektörüne geçtim diyorum ama külliyen yalan. AB Komisyonu Türkiye Delegasyonun Web Sitesinin yöneticiliğini yapıyorum iş olarak. 1 senedir projenin içinde olunca, yeni iş gibi olmadı pek, sanki bir izne gitmişim de gelmişim gibi… Masamdaki mis kokan çiçekleri saymazsak.
Yazarım ben artık, hatta çenem düşer. Yalnızım ya (artık almışsındır di mi mesajı ey arkadaş)


eXTReMe Tracker