<body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://draft.blogger.com/navbar.g?targetBlogID\x3d9035958\x26blogName\x3dGece\x26publishMode\x3dPUBLISH_MODE_BLOGSPOT\x26navbarType\x3dSILVER\x26layoutType\x3dCLASSIC\x26searchRoot\x3dhttps://sebnem.blogspot.com/search\x26blogLocale\x3dtr_TR\x26v\x3d2\x26homepageUrl\x3dhttp://sebnem.blogspot.com/\x26vt\x3d49898149766296179', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script> Gece Logo Ana Sayfa Profil

Pazar, Mayıs 27, 2007

Hadi yüregim ha gayret

Hadi yüreğim ha gayret
Hele sıkı dur hele sabret
Başını eğme dik tut
Bu bir rüyaydı farzet...

Dayanmam gereken sadece 14 saat kaldı. Yüreğim kıpır kıpır. 14 saat sonra herşey bitecek. Dayanmam lazım.

(Sözleri doğru mu yazdım bakayım diye googleda aradım, ilk sayfa sonuçlarından 2 tanesi benim yazdıklarım zaten. Periyodik olarak sene de 1 bana bu sözleri söyleten hayata teessüf ederim.)

Cumartesi, Mayıs 26, 2007

Antalya'dayım

Okçuluk federasyonu için Antalya'ya geldim nihayet. Kafa olarak dinlenecek, fiziksel olarak da yorulacağım. Ama en güzeli eğleneceğim. (Ankara'da geride bıraktıklarım izin verirse)

Odamdan yazıyorum bunları, aşağıdaki resmi çektiğim balkondan...


Bu aralar hayat bana en büyük mutlulukları yaşattığı sırada darbe vurmaya, ya da en sıkıntılı anımda güzel bir sürpriz yapmaya bayılıyor. Mutlu muyum, mutsuz muyum ben de bilmiyorum. O kadar mutluyum ki, ölsem de olur artık dediğim andan 1 dakika sonra kalbime bir acı giriyor. Yarın çözülecek inşallah herşey. Endişe, gerginlik, bitecek sonunda rahatlığı vs. karman çorman bir ruh hali ile bekliyorum yarını. Hayatımdaki önemli bir sorun öyle ya da böyle bitiyor yarın. Ya beni öldürerek, ya kendi ölerek.

Hayatımdaki karmaşıklık yüzünden yazamıyorum istediğim gibi bir süredir. Ne mutluluğumu ne mutsuzluğumu anlatıyorum artık burdan.

Benim için dua eder misiniz, beni öldürmeden çözülsün şu sorun....

Çarşamba, Mayıs 16, 2007

Öngörü

İşe 06.30'da geldim ama canım sıkkındı dün geceden beri. Çalışmamaya karar verdim...

Okçuluk için Antalyaya gideceğim 10 gün sonra. Bi bloğuma bakayım, geçen sene neler yapmışım Antalya'da dedim... Başladım arşivimi okumaya. Şurda takıldım:

- İşyerinde sabahlarsam gönül yaylarım yine de gevşer mi? Gevşese nolur ki? İşyerinde sabahlayınca insanın aşık olma olasılığı nedir? Aşık olacak adam bulma ihtimali nedir? (bkz: Sorular, sorunlar, sorunsal )

İnsan bazen öngörüsüz oluyormuş.

Perşembe, Mayıs 03, 2007

Uykuya 12 km, 2 saat

An itibari ile MSN listemde 144 kişi var, bunlardan hiçbiri online değil. Yatma vakti geçmiş demek ki... Ama yatmayacağım... Zaten yatağımdan 12 km uzaktayım...

Saat 02.38. Cuma günü iş stresinin yarattığı fiziksel sıkıntılar yüzünden acile gitmiş biri olarak tek başıma bu saate kadar çalışmak keyifli geldi. Çalıştıkça gerginliğim azalıyor benim kısa vadede onu fark ettim. Çalışmayınca iş bitmiyor, o da daha çok gerginlik yaratıyor. Çözdüm ben olayı.

Çalışalım bakalım... Nereye kadar çalışacaksak...

Salı, Mayıs 01, 2007

Kırılmış cam 2

Dün oğlumun (arabamın) 3. yaşgünüydü. Bu yaşgününün bir önemi daha var, aldığım 3 senelik kredinin de bitmesi, oğlumun üzerindeki banka rehinin kalkması anlamına geliyordu. Bi nevi oğlumun velayetini alıyordum ben dün...

Önce 516 YTL tutarındaki son taksidimi ödedim. "Tüketici kredisi borcunuz kalmamıştır" yazılı ekranın görüntüsünü wallpaper yapıp yapmakta kararsız kaldım. Sevgilime bu ekranı gönderdim. Şirkettekilere pasta aldım kutlamak için. (pastadan yemedim, akşam diyetisyen randevum vardı, toplam 11 kilo oldu)

Pastayı onlar yedikten ben baktıktan sonra diyetisyene gittim. Gaziosmanpaşaya. Arabayı sevgilim kullandı, sonra inince anahtarı bana verdi. "Kilitledin mi" dedi? "Ay ben unutuyorum hep kitlemeyi" dedim. "O da e alayım ben laptopu o zaman, güven olmaz sana" dedi. Güldük.

5 dakika sırayı bekledik, 5 dakika benim tartılmam sürdü. Hadi bi 2 dakika da sevinç nidalarım sürmüş olsun (4 günde 0,5 kilo)

Arabaya indik, sevgilimin yüzü değişti. "Şebnem" dedi, o dakika anladım. Eğildim baktım... Evet yine arabamın camı kırılmış. Yine biri 10 dakika içinde, gündüz vakti, Nenehatun caddesi üzerinde arabamın arka camını kırıp, laptopu alıp kaçmayı becerebilmiş.

Geçen sene bakanlıklarda gündüz vakti aynı şey olduğunda arabamın 2. yaşgünü sayılırdı. 28 Nisandı. (Bkz: http://sebnem.blogspot.com/2006/04/krlm-cam.html )

Bu sefer polis, tutanak, giden laptop vs... Keyif kaçtı... Polisler ayrı bir yazının konusu olsun.

Bu arada geçen çarşamba sevgilinin ameliyatı, cuma günü benim acile düşecek kadar şiddetli ağrılarla mücadele etmem, pazartesi araba olayı.

a. Kurşun döktür.
b. Dikkatli ol.
c. Kasko ve sigortayı asla ihmal etme.
d. hiçbiri
e. hepsi.


eXTReMe Tracker