<body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar.g?targetBlogID\x3d9035958\x26blogName\x3dGece\x26publishMode\x3dPUBLISH_MODE_BLOGSPOT\x26navbarType\x3dSILVER\x26layoutType\x3dCLASSIC\x26searchRoot\x3dhttps://sebnem.blogspot.com/search\x26blogLocale\x3dtr_TR\x26v\x3d2\x26homepageUrl\x3dhttp://sebnem.blogspot.com/\x26vt\x3d49898149766296179', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script> Gece Logo Ana Sayfa Profil

Cumartesi, Aralık 30, 2006

Yılbaşı menüsü

Efenim aslında yazma niyetim yoktu ama baktım pek maharetliyim, yazayım da cümle alem duysun dedim.

Yeni yıl münasebeti ile pek sevgili arkadaşlarımızda olacağız, oraya götürmek için yaptıklarım aşağıda liste halinde değerlendirmenize sunulmuştur efenim;

- Paçanga böreği
- Beşamel soslu patates
- Yoğurtlu havuç
- Mantar sote
- Barbunya
- Zeytinyağlı patlıcan (selanik silkmesi)
- Kereviz salatası
- Yoğurtlu közlenmiş patlıcan
- Yoğurtlu mantar
- Haydari
- Peynirli biber dilimleri

İlk defa O'na yemek yapma fırsatı buldum da meziyetlerimi göstermeye çalışıyormuşum gibi görünebilir ordan, ama valla ilgisi yok.

Cuma, Aralık 29, 2006

Düğün - cenaze

Yılbaşı ve bayram geldi. Bir dolu telaş, heyecan, mutluluk arasında, şirkette partiler, çekilişler planlarken şirket çalışanlarımızdan birinin kızının öldüğünü öğrendik. Bugün cenazesi kaldırılıyor... Ateş düştüğü yeri yakıyor. Biz yine kendi neşemize, eğlencemize, bayramlaşmamıza döneceğiz yarın, oysa 15 yaşındaki kızlarını toprağa vermiş o aile hayatı boyunca bayram kutlayamayacak belki de...

Bu aralar pek yazamıyorum, yine de kaldıysa okuyan, hem bayramını hem yılbaşını kutlayayım dedim....

Nice yıllara, iyi bayramlar...

Pazar, Aralık 10, 2006

Yaşlı

Orada geçirdiğim her dakika kendimi daha güzel hissediyorum kuaförlerde. Bi bakıyorum ellerim güzelleşmiş, bi bakıyorum saçlarım şekillenmiş... Başımda 2-3 kişi her daim. Hiç bir yerde hissetmediğim kadar özel hissediyorum...

Haftasonu gittim yine. Sandım ki ordan çıktığım da yine dünyanın en güzel kadını hissedeceğim kendimi... Yanılmışım, ben artık kırışıklık kremi alması gerektiğine inanan biriyim...

Saçlardaki beyazlardan bahsediyoruz. Dedim "bi tane var benim de, geçen gün gene yakaladım". "O da e olur artık bu yaştan sonra" dedi. Gülerek "Canım yaşımda ne var, aşkolsun"dedim.

Normal geyik şablonların da bunun cevabı bellidir. Kadının yaşı en az 10 yaş küçültülür, kadın da kırıta kırıta "aaay ilahi" der. Böyledir bu iş sittin senedir. Kadın da bilir öyle göstermediğini, erkek de bilir kadının bunu ciddiye almayacağını. Bu iş erkeklerin maaş muhabbeti gibidir. "Abi sorması ayıp ne alıyorsun" "Ya işte, bi 8-9 milyar veriyorlar, ama zam isteyecem 12 yapsinlar en az bu ne böyle yetmiyor". Böylece "ne yapacan sen benim maaşı koçum" cevabı verilmiş olur ama geyiğin de önü tıkanmamış olur.

Sonuçta, ben bekliyorum ki, önceden tanımlandığı şekilde o bana lise öğrencisi muamelesi yapsın, ben de "yok be olur mu 18, nerdeyse 20 oldum" diyeyim, güllük gülistanlık olsun dünya...

Nerdeeee... "Tabi canım bişey yok yaşında, taş çatlasa 28"

Bak gör, bi daha da gelirsem sana...

Not: Hafta içi, sevgili sevgilime şımarıp "aşkım ben yaşlı mı gösteriyorum" soruma verdiği cevabı burda yazıp da bu sözü kişisel tarihime yazı ile kaydetmek istemiyorum. Bir haftada 2 şok yaşadım. Hala kaprisimi yapıyorum, o ayrı. Kuaförüm kaprislerimi yemiyor o apayrı

Not: Pek sevgili bayan, hem "dolgu malzemem fazla" hem de yaşlıyım... İtirazın?

Etiketler:

Çarşamba, Aralık 06, 2006

6 Aralık 2003

Tam 3 sene önce bugün... Ben şimdikinden 20 kilo zayıfım. O zaman sağlam bir rejim yapmış, 4 ayda 15 kilo vermişim. Saçlarımı ateş kızılına boyatmışım. Günlerden cumartesi diyetisyenle randevum var. "Evet hedeflediğimiz kiloya ulaştınız, bundan sonra sadece korusak yeter, rejimi bırakıyoruz"

Mutluyum. Saçlarımı zıplata zıplata yürüyorum yollarda. Adımlarım öyle neşeli... Güzelim artık!

Akşam çok hoşlandığım bir çocuğun doğumgünü var. Meyhane tarzı bir yere gideceğiz. Giyinip süsleniyorum, doyamıyorum aynaya bakmaya. Güzelim be cidden. "Katlarım değil hatlarım var" bugünkünün aksine.

Akşam gidiyoruz doğumgününe. Güzelim ama yalnızım... İçtikçe içiyorum. Hala aklımın yerinde olduğu bir ara diyorum ki, ben sarhoş olacam bari onu arayayım da gelsin bana mukayet olsun, evime götürsün. Bin yıllık arkadaşım değil mi? Hep koruyup gözetmedi mi beni?

Arıyorum da, ve beklediğim gibi geliyor da... Boranın ölüm yıldönümüne 1 hafta var. Sarhoşum. Ona sarılıp ağlıyorum. Onun da mı gözü yaşlı ne? Sanmam...

Gerisi net değil. Kendi evime götürülmediğimi, o gece çatlayan bileğimin acısını biliyorum, hoşlandığım çocuğun beni arayıp küfrettiğini biliyorum. Dur demenin güzel ya da zayıf olunca yetmediğini biliyorum...

Ama o gece ne oldu bilmiyorum. Tek bir sahne var gözümün önünde, terapiste anlatmakta bile çok zorlandığım, gözümün önünden gitmeyen, o geceden kalan...

3 senedir bir kendimi bir onu suçlamışlığım var, bir daha öyle bir gece yaşamamak için aldığım 20 kilo var, yalnız kalmakla ilgili korkularım var, her sızladığında bir küfür etmemi sağlayan sakat bir bileğim var, onunla görüşmemek için kaçtığım bir arkadaş grubum var, içtiğim milyonlarca antidepresan var, söyleyemediğim için, bunları anlatamadığım için eksik paylaşılmış dostluklar var.

3 senedir kendimle mücadelem var.

Bu sabah uyandığımda o kadar yalnız hissettim ki kendimi, bunca sene sonra bu kadar ulu ortada olsa yazmak / paylaşmak istedim.


eXTReMe Tracker