Sabah bir arkadaşı acile götürdük. Gerçi ben gebe ve ağlamış halimle içeriye girince benimle ilgilendiler, asıl hasta güme gidiyordu, neyse sonra anlattık durumu.
Ağlama nedenim ödemim. Her şey normal gözükürken bir gün önce giydiğim ve çok rahat olan ayakkabıyı giyemedim. Ödemden zaten ödüm kopuyor, preeklampsi yüzünden, iyice bozuldu sinirlerim. Oturdum ayakkabı ayağıma olmuyor diye ağladım... Ama zorlaya zorlaya giydim.
Oradan hastaneye gittik dediğim gibi. Bekleme salonunda oturuyorum. Teyzenin biri süzdü beni. "Giyme yavrum o ayakkabıları" dedi. Noluyor yahu dedim. Boş bakmışım kadının yüzüne... "Topuklu ya ondan dedim" dedi. "Teyzecim ben bu ayakkabıları giyemediğim için sabah 2 posta ağladım" demedim, "belim agriyor düz giyince de ondan giydim" dedim.
Sonra sessizlik...
Aradan 3-5 dakika geçti. Teyze yeniden başladı...
- Kaç aylık?
- 7 bitti.
- Hımm küçükmüş. Sen erken doğurursun ama, bu ay gelir bu bebek. Karnından belli.
Teyzenin müneccim olduğu ile ilgili kanaatim, daha ilk başta, ayakkabı yüzünden zaten oluşmuştu. Çok da net konuşuyor. Doktorum bilemiyor bebeğin ne zaman geleceğini kadın bir göz muayenesi ile (ki üzerimde paltom varken) gününü saatini verecek. Kısmet dedim, ter bastı. Paltomu çıkardım.
- Sezaryan mı olacak?
- Belli değil daha.
- Çatın geniş aslında ama erken gelince sezaryan yaparlar.
Hah, aradan çatı muayenesini de çıkardık. Yaw ben bu kadınla keşke daha önce karşılaşsaydım boşuna gidiyorum doktora. Gerçi kadın kibarca çatı derken kasa geniş de demek istemiş olabilir...
Bu ay doğurursam teyzeyi falcı olarak hayatımda istihdam etmek istiyorum :)