Yeni ofisimde işe başladım. Önce açıklama: AB destekli bir portal projesi aldık bundan bir süre önce. O proje kapsamında proje kordinatörünün 8 ay süresince Gaziosmanpaşa’daki bir ofiste çalışması gerekiyordu. Ve o şanşlı kişi benim!
Bugün itibari ile duydunuz zilin sesini, süremiz başladı...
Bu kadarlık introdan sonra, gelelim ilk izlenimlere:
Apartman içinde dubleks bir ev aslında yeni ofisim. İlk defa şirket binası, plaza vs gibi bir yerde değil de ev tipi ofiste çalışıyorum. Tuvalette jakuzi olması acaip garip geldi bana mesela. Mutfak dolapları, mutfak masası da garip tabi haliyle. Hele o masanın üzerindeki amerikan servisler yok mu...
Ofisin diğer çalışanlarının odaları var, ben evin, aman pardon ofisin, salonunda çalışıyorum. Salon 3 kişilik bir ofis olarak tasarlanmış, ortada da kocaman bir toplantı masası var. Ve benim dışımda salonda çalışan kimse yok. Sabah 40 kişinin çalıştığı bir açık ofisten buraya düşünce insan bir boşluğa giriyor tabi. Topuk seslerimin ne kadar yüksek olduğunu fark ettim, parmak ucunda yürüyorum artık. Bugüne kadar nasılsa açık ofis diye topuk seslerimi kafalarına çivilediğim bütün arkadaşlardan özür dilerim.
Burda çalışan Kırgızıstanlı adam söyledi, onların orda “yapraklar düşmeden kar düşerse kış çok sert geçer” diye bir laf varmış. Şu anda yemyeşil ağaçların üzerinde bembeyaz karı izliyorum. Bu kış burası çok zor geçecek sanırım, zira bütün yollar erimiş ama buranın yokuşu buzdu. Gözüm korktu... Ama manzaram süper. Papazın Bağına bakıyor ofis. E tabi bir de bütün Ankaraya.
Ofiste genellikle Türk çalışıyor, sayabildiğim kadarı ile 5 Türk, 1 Kırgızistanlı, 1 İspanyol, bir de aralarda gelen 1 İngiliz var. Çalışanların hepsi sevimli ve yardımsever.
- Ama beni bugün aç unuttular, o ayrı. Ki bu benim kadar obur birine yapılacak en büyük kötülük. Allahtan oburluğum utangaçlığıma galip geldi de aç kalmadım. Zaten benim aç kalmam ayıların kış uykusuna yatmaması gibi birşey. Show Haber duysa “Gaziosmanpaşa’da deprem alameti, uzmanlar açıklıyor, az sonraaaa... " derdi. -
İki bilgisayarım, kocaman toplantı masam, ağzına kadar dolu bir mutfağım, kulaksızlık müzik dinleyip de kimseyi rahatsız etmeyecek kadar yalnız ve sessiz bir çalışma ortamım var ama ben yine de gurbette hissediyorum. Bağlanmak da bir yere kadar, insan ofise de bağlanmaz ki kardeşim ....
Gece Gaziosmanpaşa'dan canlı olarak bildirdi...