Rahmetli dedem, canım bitanem dedem, sağlıklıydı o zamanlar. Akay caddesinde bir evleri vardı. "Anane evi". Gidince mutlu olurdu dedem. Ben küçükken daha canlıydım sanki. Hoplar zıplar oynardım, neşelendirirdim sanırım onları. Aman nazar değmesin kızıma/kızlarıma derdi dedem hemen. Mutfağa gider üzerlik otu yakardı. Garip, kokusunu hatırlamıyorum şimdi, ya da ne tepki verdiğimizi. Bir maşa ile tutturulmuş küçük bir kapta yanardı o, dedem de gezdirirdi çevremizde....
Dün bir ambulans gördüm yine. Ne zaman geçecek ambulans görünce, hele de sirenleri avaz avaz bağıran bir ambulans görünce ağlamalarım. Son gecesi, son haftası.... Doldu yine gözlerim, yazmak çok zor dedem hakkında...
Neyse, bi şekilde dedem yakamıyor üzerlik bana. Şimdi burda sana düşen sevgili okuyucu, bi "aman maşallah, nazar değmesin" demek.
PS: nazara pek inanmam aslında, ama maşallah, bu ara hayatımda bir çok şey yolunda. Nolur nolmaz.