Ne zamandır yazmıyorum doğru düzgün… Asker yolu bekliyorum bugünden itibaren, hem yeni işime de başladım 2 gün önce. Yazarım artık belki.
Burdura gitti bu sabah canım. Acemiliğini orda yapacak. Dağıtım, kısa dönemler için genelde aynı yerde kalmak şeklinde oluyor ama Burdur’da durum genelde farklıymış, dağıtım Kıbrıs’a çıkıyormuş. Hayırlısı bekleyip göreceğiz. O daha birliğine teslim olmadı ama ben itina ile resmini ofisime yerleştirdim, şafak defterime ilk çiziğimi attım. Bu üçüncü asker yolu bekleyişim aslında, dalga geçiyorlar benimle TSK Moral Eğitim Merkezi olarak çalışıyorum diye. Yine de bu farklı… (hepsinde böyle dememişimdir değil mi?) İçim acıyor Mayısa kadar yanımda olamayacağını düşününce ama yine de 157 güncük diyorum sürekli. Porselen yemek takımı, yastık yorgan gibi cok ulvi amaçlarım var bu sürede. Evlilik hazırlıkları ile oyalanır, kilo verir, para biriktirir diye umuyorum. Kelebekcim de Amerika’da ya şimdi, iyice bi yalnız kalacağım buralarda… (Beni “gerçekten” tanıyan arkadaşlar, tam bu noktada “sahi yaw, kızı arayıp soralım, yalnız bırakmayalım” diyeceksiniz di mi?)
Yeni işim şehrin öte yanında, bilkentteki plaza ortamından Gaziosmanpaşadaki bir apartman dairesi ofise geldim. Bundan 1 sene önce bu ofise geçici bir görevle ilk geldiğimdeki duygu ve düşüncelerimi yazmıştım o zamanlar. Nasıl bir yer olduğunu baştan anlatmayayım.
Burdan bakın. Bilişim sektöründen iletişim sektörüne geçtim diyorum ama külliyen yalan. AB Komisyonu Türkiye Delegasyonun Web Sitesinin yöneticiliğini yapıyorum iş olarak. 1 senedir projenin içinde olunca, yeni iş gibi olmadı pek, sanki bir izne gitmişim de gelmişim gibi… Masamdaki mis kokan çiçekleri saymazsak.
Yazarım ben artık, hatta çenem düşer. Yalnızım ya (artık almışsındır di mi mesajı ey arkadaş)