<body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar.g?targetBlogID\x3d9035958\x26blogName\x3dGece\x26publishMode\x3dPUBLISH_MODE_BLOGSPOT\x26navbarType\x3dSILVER\x26layoutType\x3dCLASSIC\x26searchRoot\x3dhttps://sebnem.blogspot.com/search\x26blogLocale\x3dtr_TR\x26v\x3d2\x26homepageUrl\x3dhttp://sebnem.blogspot.com/\x26vt\x3d49898149766296179', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe", messageHandlersFilter: gapi.iframes.CROSS_ORIGIN_IFRAMES_FILTER, messageHandlers: { 'blogger-ping': function() {} } }); } }); </script> Gece Logo Ana Sayfa Profil

Pazartesi, Eylül 27, 2010

Tansiyon

En son süreç yeniden başlayacak diye bitirmişim... Süreç beklediğim kadar uzun sürmedi. İlaca ve rejime başladım. Muhtelif sebeplerle bunu kendime çok dert ettim, yaklaşık 2 gün durup durup ağladım.

Sonra silkindim kendime geldim... Bu kadarcık şey için bu kadar ağlamak şükretmeyi bilmemek. Allah başka dert vermesin.

Elveda folik asitler, merhaba tansiyon ilaçları :(

Yürüyüşe başladım. Sevdiğim bir yer var evin yakınında. Orada yürüyeyim diyorum ama 12 dakika parka gitmek için harcıyorum, 12 dakika da dönmek icin. Şimdilik zaten toplam 30 dakika yürüyorum:) Parkta 6 dakika geçirebiliyorum yani... Anlamsız bir iş sanki?

Çarşamba, Eylül 15, 2010

garanti kapsamından çıktım...

Efendim malumunuz evleneli bir seneyi geçti. Ve artık resmen garanti kapsamından çıktım. Dolayısı ile peşpeşe hastalıklar arazlar peydah olmaya başladı. Zavallı kocam da ne anama iade edebiliyor beni, ne de böylece kabul edebiliyor. Onun da bulaşık makinesi boşaltmaktan, çamaşır asmaktan canı çıktı...

Apar topar tatile gittik bayramda. Son hafta ben kurtlanmaya başlamıştım, bir yerlere gidelim diye. Son güne kadar bir yer ayarlayamadık ama. Benim bulduklarım da ya yer yoktu, ya uzaktı, ya da pahalıydı. Ben bu planları yaparken koca da kredi parasını denkleştirip ev aldıktan 15 gün sonra tatile mi gidilir kadın diye söylenmekteydi. Onun söylenmeleri, benim başarısız girişimlerim derken son güne geldik. Salı günü saat 3'de bir otel ayarlayıp belek'e gittik. Hatta ertesi gün benim toplantım bile vardı, ama daha toplantı saati bile başlamadan biz Ispartaya varmıştık. Tarihimin en hızlı tatile çıkışı oldu. Oteli ayarlamamla otele varmam arasında 20 saat yok. Ben en az 2 ay önceden plan yapan bir insandım eskiden...

Kaldığımızın 2 günü ay aman bu yatak bana yaramadı demeye başladım. Sonra suçlu deniz ve havuz oldu, sonra da klimalar... Ama 3. gün yataktan kalkamadım. Kalktım tabi de anneannem stili, ay amannn amannnn offf seklinde.. Bacaklar tutmuyor, parmak ucunda yürüyorum, tam basınca kaslarım çekiliyor sanki...

Neyse geçti o gün icin ağrisi, ertesi gün döneceğiz. Sabah cıktık yola, gittik oy kullandık, sonra da gittik hastanede iğnemizi olduk. Büyük ihtimal fıtık. İlaç zart zurt... evde yatmam da gerekiyormuş. Ay valla hoşuma gitti ne yalan söyleyeyim. İğneyi yedim, ağrı hafifledi tabi... Ohhh pzt salı da işe gitmek yok, pek şahane...

Bu arada acilde benim tansiyon 17-11 cikti. ZAten var yüksek tansiyonum. Ama 5 senedir falan yakından izlenmiyordu. Dün kontrole gittim. Ay bu sefer de 16,5-12 cıktı.

Bu sefer unutuldu benim fıtık, tansiyona yoğunlaşıldı. Şimdi muhtemelen yeniden o süreç başlayacak... 24 saatlik kan basıncı ölçümleri, tahliller, sintigrafiler, kayıtlar, rejimler.

Ne yapalım buna da şükür.... Allah daha büyük dert vermesin.

De kocam bu garanti süresinin bitimine fena bozuk, ona bi çare bulmak lazım...

Pazartesi, Eylül 06, 2010

Mimik kırışıklığı

Öğlen bir arkadaşla Cepa'ya gittik. Kozmetik ihtiyaçları varmış, oradan Hadi dedi, Sheiseido'ya da uğrayalım. Oradaki uzmana derdini anlatıyor. Sabah bunu kullanıyorum, sonra şu serum, haftada bir bu peeling, yatmadan önce şu, sabah akşam bu, gözaltım için şu, sıkılaşma için o... Aman allahım,say say bitmedi. Sıra bana gelmesin bana sormasın lütfen allahım lütfeeeen...
Ama tabi beklenen oldu, sıra bana geldi.
"Siz ne kullanıyorsunuz?"
Önce biraz eveleyip geveledim, topu ona attım. "Ne kullanmalıyım ki?"
Hayır, ben makyajımı bile temizlemeden uyuyorum. Sabahları duş aşırken şöyle bir yüzümü sabunluyorum, akan rimelleri de şöyle bir temizleyici ile siliyorum mu diyecektim.
Birden bir komplekse girdim. "Şu standı olduğu gibi sar, alıyorum" diyesim geldi.
Açıkcası birden bir heves de geldi. Sanki alınca birden 10 yaş gençleşecekmişim gibi. Ama bu filmi 3 defa gördük, ilk bir hafta kullanım, sonra çöp...
Kadın gündüz için bir şey gece için bir şey önerdi. Çok kuruymuş cildim. Kuruluktan kaynaklı mimik çizgilerim varmış. Geç olmadan önlem almalıymışım.
Serum kullanayım mı dedim, diğerleri bitti, o kaldı. Neyseki ona yok dedi. Diri gözüküyormuş cildim. "Dipdiriyim tabi kızııııım ne diyosun sen" dedim, kadının uzun takma kirpiklerine, parıl parıl cildine, 2 kiloymuş gibi duran dudaklarına hasetle bakarken. İçimden dedim tabi. Gülmesin durduk yerde bana.
Neyse sonuçta her sene yılbaşında alınan kararlarımı bu sene eylül ayında aldım.
1. Yüzüme bakım yapılacak.
2. Kola bırakılacak. Ne alaka bilmiyorum, bu ara çok içtim, bi rahatsız oldum. Ramazandan sonra bırakıyoruz.
3. bunu yazmazsam bunca yıllık kararlar listeme haksızlık etmiş olurum, kilo verilecek.
4. her bi yanım ayrı ayrı kremlenecek.
hadi bakalım, gidip 3-5 krem alıp başlayalım...


eXTReMe Tracker