<body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar.g?targetBlogID\x3d9035958\x26blogName\x3dGece\x26publishMode\x3dPUBLISH_MODE_BLOGSPOT\x26navbarType\x3dSILVER\x26layoutType\x3dCLASSIC\x26searchRoot\x3dhttps://sebnem.blogspot.com/search\x26blogLocale\x3dtr_TR\x26v\x3d2\x26homepageUrl\x3dhttp://sebnem.blogspot.com/\x26vt\x3d49898149766296179', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe", messageHandlersFilter: gapi.iframes.CROSS_ORIGIN_IFRAMES_FILTER, messageHandlers: { 'blogger-ping': function() {} } }); } }); </script> Gece Logo Ana Sayfa Profil

Perşembe, Kasım 19, 2009

zayıf

zerrin özer bile zayıfladı, bi ben kaldım...

Cuma, Kasım 13, 2009

cuma bugün, ama nedense keyfim yok pek...

Perşembe, Kasım 12, 2009

Ardacım


Nikah kıyılırken bi baktım arkadan pıtır pıtır biri geliyor. Yüzünde ağlamaklı bir ifade. Canım oğlum, bitanecik yeğenim Arda.

Yüzünde o kadar masum, o kadar güzel bir ifade var ki... Uzattı kollarını, kucağına al diye. Aldım hemen. Şaşkın... O sırada tüm salon kıkırdıyor. Nikah memuru şaşırdı. "Küçük bir misafirimiz var" dedi. Ben de bi panik, "yeğenim, yeğenim!" Mazallah oğlum sanırlar :) Kucağımda canım, diğer yanımda diğer canımla evet dedim, o gün. Sonra annesi geldi aldı kucağımdan. Kıskanıp kurtulmuş annesinin elinden, kaçıp gelmiş yanıma.

- Bu arada geçen gün sekreterin orda Arda ile konuşurken bolca oğlum dediğim, sonra da "hadi ver anneanneye" dediğim, anneanneye de "anne" diye hitap ettiğim için değişik bir bakışla karşılaştım. Sanırım sekreterimiz ulan bunlar evleneli 5 ay olmadı mı diye uzunca bir süre düşündü. Sonra ben "Yeğenim" dedim. Kız "Haaaaaa" dedi :) -

İşte bu teyzesinin bi tanesinin 3. yaşı bitiyor bu haftasonu.


Çarşamba, Kasım 11, 2009

çarpık bacak

yaş 30... Benim bacaklarım çarpık mı değil mi bilmiyorum.

Bu anlaşılacak kadar zayıf olmadı hiç bacaklarım...

Salı, Kasım 10, 2009

Emirdağ

Bayram geliyor. Truff yapsam mı ki yine? Geçen bayram burda değildik, dolayısı ile ilk bayramımız bu evli evli...

Bi de haşhaşlı yapmayı öğrensem ne güzel olacak. Daha önce yapmıştım da pek olmamıştı sanki. Altuğ yese "ağzımdaki bütün suyu bitiriyor bu" derdi.

Bi de mercimekli bükme. "anane" evinde yediğimiz, başka yerde görmediğimiz şeyler bunlar. Anneannemde pek sık yapmazdı gerçi, daha ziyade dedem'in memleketlileri getirirdi. Dedem'in ölüm yıldönümünü unuttum bu sene. Annem akşam 9'da arayıp söyledi. Anneannem ise zaten şu ara bizi zor hatırlıyor. Yemek falan yapmayı tamamen unutmuş gibi... İlerde bir çocuğum olursa haşhaşlı'yı mercimekli bükmeyi bilmeden yaşasın istemem. Annesinin bitanecik dedesinin memleketinin yemekleri.

Aaaa Emirdağ çorbası... Bunu nerden öğrenebilirim ki? Şimdi annemi aradım, Emirdağ çorbası için de Emirdağdan birşeyler gelirmiş, o olmadan da yarma ile yapılırmış ama o tadı vermezmiş. Yarbuz bulmak lazımmış bir de bi yerlerden. Ben daha yarbuz'un ne olduğunu bilmiyorum, nasıl yapacam ki bunu? (Bazı yerlerde nane yerine kullanılan bi bitkiymiş, Hahahahahah hatta yarbuz da değil yarpuzmuş onun adı :)

ya da Arabaşı... Ama bunu da yapamam ben :( Anneannemlerde bir dolu kişi toplanıp yapardı bunu, akşamına da "arabaşı'na" çağrılırdı bi dolu kişi. Usulü öyleymiş galiba, şimdi baktım da...

Truff'ten nerelere geldim :) karnım acıkmış sanırım benim.

Pazartesi, Kasım 09, 2009

Mahmut ile Yezida

Bundan seneler önce bunu yazmışım.

Neden yazmışım acaba? Mahmut ile Yezida'yı bildiğim kadarıyla lise 1'de okudum, bir daha da okumadım. Hani okurken beğendim de yazdım desem, değildir.

Sonra geriye doğru 6-7 aylık yazı okudum, neden yazmış olabilirim diye. Birini çok sevdiğimi, sevgimden öleceğimi sanmışım, ondanmış. :)

Yazdıklarıma bakarken dikkat ettim, ne çok insan eksilmiş hayatımdan, ne çokları eklenmiş. Hiç olmaz sandıklarım olmuş, olacak dediklerim elimden uçmuş.

Ne çok üzülmüşüm, ne çok gülmüşüm...

6 Kasım 2004'de yazmaya başlamışım buraya. 5 seneden fazla olmuş. Evlenmişim, dedem ölmüş, Arda doğmuş, kelebek kuş olmuş uçmuş, 2 defa iş değiştirmişim, 25 yaşındaymışım 30 olmuşum. Her beş sene de bu kadar çok değişiyor mu hayat.

Amaaan, içim karardı, kendi yazdıklarımdan... Nostalji kraliçesinde Muazzez Ersoya rakip olacam bu gidişle. Hiç gerek yok.

(Ortaokulda günlük tutardım, her ergenin yaptığı gibi. Şimdi bazen okuyorum da... Matematikçi bana taktı, fen dersinde Altan bana baktı, kızlarla karuma gittik, annem odamı toplamadım diye bağırdı... Bu kadar hayat, oh ne rahat)

Perşembe, Kasım 05, 2009

dedem

ben dedemi özledim.

Çarşamba, Kasım 04, 2009

rüya, yok yok kabus


Gece rüyamda benim bey aslında sevgilimmiş, biz şirkettekilerden bu durumu saklıyormuşuz ama diğer ortamlarımız biliyormuş. (Yani yaklaşık 2,5 sene önceki durumumuz, nitekim o zaman çalıştığımız şirkette çalışıyoruz rüyamda, ama hayatıma son 1 sene içinde girmiş olan insanlar da var rüyanın içinde) Neyse bu adam (adam=kocam, hala rüyamın etkisindeyim de) tutmuş, şirketteki o salak kızın sahte bir nikaha ihtiyacı var diye onunla nikah kıymış. Kız gelmiş bize çikolata tutuyor "biz evlendik" diye. Kocamı arıyorum işin aslını sormak için yok ortalıkta.

UYandım birden. Nasıl sıkıldı içim. Yanıma döndüm, uyandırıp kızacam "sen nasıl başkasıyla evlenirsin" diye. Ulan adam yanımda yok! Birden bi şapşallaştım lan rüya değil miydi diye. Sonradan dank etti, bizimki yine bunalıp oturma odasına kaçmıştır.
Gittim uyandırdım rüyamı anlattım. O da bana "ben bi tek güzel karımla evlenirim ne saçma rüya, başka kimseyle evlenmem ki" dedi. Rüyanın sinir bozucu etkisi geçti mi, geçmedi... Ama hafifledi.

Bekarken görsem şu rüyayı... Sabaha kadar bekle, gecenin 5inde aranmaz adam. Bekle ki sabah olsun, dön dön bitmez gece. Her gözünü kapattığında acaba yine görecek miyim rüya de. İyice sinirin bozulsun...

Ay iyi ki evlenmisiz yaw, rüyamda abuk sabuk şey görüp gecenin 5inde uyandırıp hesap sorabiliyorum.

Salı, Kasım 03, 2009

Tart

Dün akşam tart yaptım. (Yukarıdakiler değil tabi..) Aslında tartı da yapmadım sadece altındaki hamuru pişirdim, soğuttum ve buzluğa attım. Misafir geleceği bir gün çıkarıp içine krema/muhallebi doldurup meyve ile süsleyip sunmayı düşünüyorum. Pişen tart hamurunun buzlukta saklanması mümkün mü bilmiyorum. Cuma günü gelecek ilk misafirlerde bunu görmüş olacağız.
Tart kalıplarım 6 tane. Misafirlerim 2 kişi. Biz rejimdeyiz. Hamuru 2 kişi için yapmak olmaz, 6 tane yaparsam fazla gelir, kalani biz kocamla hüpletiriz diye düşünüp önceden yapayım kullanacağım kadarını doldurayım diye düşündüm.

Hem bizimkiler (sık görüştüğümüz arkadaş grubu, 6 ya da 8 büyük, 2 ya da 3 küçük oluyoruz) geldiğinde buzlukta tart kalıbım olsun, 6 kalıpla hepsine tart yetiştiremem diye düşündüm.

Ama asıl nedeni itiraf edeyim, perşembe günü evde temizlik var. Perşembe akşamı hamur açmaya kalksam mutfağı batırırım ben.
Buzluğa koyarken bir tanesini kırdım ama... 5 tartım kaldı... Yine de pek hamarat hissettim ben kendimi :)

Aaa bak sahi, son misafirler gelmeden önce çekilmiş bir fotoyu koyayım.


Sağdan say:
1. patates salatasi
2. peynirli börek
3. küçük pizza
4. yaprak sarma (yaşasın kayınvalide ve buzluk teknolojisi)
5. Kanepe
6. Misket köfte
7. Tahinli rulo
8. Damla çikolatalı muffin
9. Kısır
10. Profiterol


eXTReMe Tracker