Seneler seneler evvel... Lise yeni bitmiş sayılır, üniversitedeyiz. Aylardır görüşülmeyen bir lise arkadaşı ile karşılaşılır... Bir iki naber nasılsından sonra muhabbet tıkanır. Zira taraflar birbirlerinin üniversiteye girip giremediğini bilmedikleri için soramazlar birbirlerine “nerdesin sen şimdi, üniversite falan?” Birden bire de söylenmez “ben de işte Hacettepe İşletmedeyim şimdi”. Ya kazanamadıysa ayıp olmasın şimdi çocuğa... Ama muhabbetin bu kısmını geçtikten sonrası çok rahattır, burdan bi dolu ayaküstü sohbet malzemesi çıkar zira.
Aynı şey üniversiteden mezun olduktan sonraki ilk yıllarda da vardır. Eee sen neler yapıyorsun diye sorulur. Bu aslında “işe girdin mi merak ediyorum” demektir. Dimdirekt sorulmaz ki adama işe girebildin mi diye...
Geçen günlerde bir arkadaşla karşılaştım üniversiteden. Giriş cümlelerinden sonra tıkandı muhabbet, zira tıpkı lise sonrasında olduğu, tıpkı üniversite sonrasında olduğu gibi ikimizinde aklında tek soru var, ama ayıp olacak diye soramıyoruz.
- Eee sen neler neler yapıyorsun? (Evlendin mi?)
- Hiç işte ya, ev –iş falan.. (Nerdeeee....)
- Hala aynı yerdemi oturuyorsun (Hadi ya, annenin yanındasın yani hala)
- Evet aynı yerdeyiz, ama ev bakıyorum bi yandan (uzun sürmeyecek merak etme)
- Hayırdır (al işte, dayanamadım soruyorum, var herhalde söz nişan?)
- Kısmetse evlenecem yakında. Senden naber peki, yok mu bişey? (Hehe sınavlarda da hep geçerdim seni, yine bastım sana di mi?...)
- Aaaa hayırlı olsuuun. Ben de yok ya, rahatım ben böyle, hiç istemiyorum evlenmek. (çatladım kıskançlıktan)
Bunları yazarken aklıma geldi, 1 hafta önce de bi erkek arkadaşımla karşılaşmıştım üniversitededen. Onunla olan konuşmayı da yazayım istedim.
- Naber kız, evlenmedin di mi?
- Yok be Erol’um nerdeeee, almıyor kimse beni
- Kızım var ya, en güzeli, ben evlendim de ne oldu...