Orlando'ya gittim geldim ya, bi ayıldım. Harala gürele çalışırken farkında değilmişim ne çok sıkıldığımın bunaldığımın... Oraya gittiğimin 3. günü mü 4. günü mü ne bi patladım zaten. Ben bu adamlarla uğraşmak istemiyorum, benim "challange"m bu değil falan diye. Dönesim gelmedi valla.
Döndüm, şimdi de çalışasım gelmiyor.
E bir yandan da 1 mart oldu. Bahar resmen geldi ya, ben arabesk moda girdim. Takvim bilir bir bünyem var, sallamıyor havanın kaç derece olduğunu, madem ki 1 Mart, o zaman bahar gelmiştir diyor... Vakti zamanında bunu "ben her bahar aşık olurum" diye yorumlardım, ama şimdi her mevsim aynı adama aşık olunca bununla açıklamak çok anlamlı gelmedi.
Dün takıldı aklıma Tanrı istemezse... Önce bütün dün beynimde döndürdüm. Aksam eve gidince de n defa dinledim. Hatta çeşit olsun diye bi Sezen'den, bi Müslüm'den, bi ondan, bi bundan... Pek zekiyimdir!
Ruhum arabesk seviyorum, napayım...
Özellikle Tanrı istemezse yaprak düşmezmiş kısmı için dinliyorum sanırım, bir tevekkül durumunda... (Bi yandan da "lan şimdi aşk acısı çekmek vardı, insan ne güzel bunla dağılırdı" diye de düşünmeden edemiyorum sanırım. - Allah çektirmesin :) )
Ama şu anda şarkıyı bir aşk acısından ziyade bir tevekkül durumunda dinliyorum. "Tanrı istemezse yaprak düşmezmiş... Tanrı istemezse insan ölmezmiş."
Daha farklı açıklarsam yine "Amor Fati - kaderini sev" motivasyonuna ihtiyacım var...