Tefalin silikon kek kalıplarına bakarken anladım bana bir haller olduğunu. Bu aralar hayattaki en önemli derdimin Alman Pastasının pandispanyasının kabarmaması olması da durumun vahimliğine örnek.
Her akşam evde yeni tarifler deniyorum. Üstelik tek çeşit de kesmiyor, en az 2 çeşit pasta börek yapıyorum. Baharda herkes dışarıya gezmeye giderken ben bir dolu sebeple dışarı çıkmak yerine evde oturup yemek yapıyorum.
Yapıyorum ama dışarda hava 25 derece, yani kıştan kalan kiloların defileye çıktığı mevsim. Yememem lazım, o yüzden çevremdeki herkese zorla yediriyorum. Üstü başı un olmuş, yuvarlakımsı bir cismin elinde kocaman bir dilim turta ile üzerinize geldiğini hayal edin; "bak yemelisin, çok güzel... Hımmm simdi bi dilim daha... Unu fazla mı olmuş, dur ben bi tepsi daha yapayım daha az unla..." Herkes delirdiğimi sanıyor.
Az önce yemek yapmak ile depresyon arasındaki korelasyonu bulmaya çalıştım Internet'ten ama akademik açıdan geçerli bir şey bulamadım. Yok bulsam, kesin ben depresyondayım ondan kaptırdım bu kadar diyeceğim, ama yok.
Belki de çevremdeki herkesi benim kiloma çıkar da ben kendimi daha zayıf gösterebilirim diye uğraşıyorumdur kim bilir. Ama dün bi elmalı turta yapmışım ki... Kesin yemelisin :)
Saat altı. Benzer statü ve konumdaki "sex and the city" kızları, cafe de cafe'ye somonlu fettucini yemeğe giderken ben de Tefale kek kalıbı almaya gideyim bari...