Gözlerini kapa şimdi. Yok şimdi kapama, kaparsan okumayamazsın yazının devamını. Ama söz ver, yazı bitince kapatacaksın 2 dakkalığına.
Yaş kaç? Seninkini boşver, benimki 27. Bak yazı ile yazıyorum yirmiyedi. Hala 30'dan hallice yani. Şimdi sen kaç yaşında olursan ol, benim yaşıma gel. Duygu anlatacaz şurda iki satır. Bi yap dediğimi...
şimdi bu yirmi yedi çok ara bir yaş. Arkadaşlarının bir kısmı iş hayatına yeni adapte olup, mastermış, askerlikmiş uğraşırken diğer kısmı da kocalarına ne yemek yapacaklarından ya da bebeğin ismi ne olsundan bahsediyorlar. Bi arada kalmışlık hisset şimdi.
Emekliliğine kaç sene var senin, peki koca bulup çocuk yapman da gerekmiyor mu? Bi bunları düşün... Bi daralsın için. Cep telefonun çalsın. Çalsın elleme, kafasına göre çalsın. Yaaa olmuyor di mi öyle, bi ofis dolusu adam sana bakıyor, açsana kızım telefonunu diye. Telefonunu açmama özgürlüğün bile sınırlı mı yoksa?
Sorgularken hayatı ve hayalleri karşındaki banka yetkilisinin son ödeme tarihi geçmiş borcunu hatırlatmasını dinle şimdi. Daraldı mı için iyice. Aman kaybetme o duyguyu, kullanacağız sonra, yeri geldiğinde...
Bu hayattayken, bu hayatı yaşarken ne kadar özgürsün? Rüyaların bile şablon, yaşamın şablon, sen şablonsun. Sana biçilmiş hayatı yaşa. Kalıbı sana dar mı geldi, bol mu geldi, siktiret. Sana verilen hayatı yaşa, sus söylenme...
Şimdi başka bir çalışma: çevrendeki 30-35 yaş arası erkeklerin tümü aynı dertleri aynı hayalleri sana anlatıp duruyorlar, bunu da bi düşün. Senin şu anda hissettiğin bunalım da şablonsa ya? Sorgula... Sorgulamaya başladıysan mutsuzluğu kabul etmen gerekecek. "Sadece çocuklar ve sığ insanlar mutludur" diyor bilge...
İçinin daralması duygusu vardı ya, hani sonradan kullanacağımız. O duygu içindeyken başta bana verdiğin sözü düşün. Kapat gözlerini...
Ve şimdi düşün, ne kadar farklısın?
Üzgünüm değilsin...