Bir proje yüzünden/sayesinde kendi şirketimde değil bir devlet kurumunda çalışıyorum şu birkaç gündür. Çaya kahveye fiş verdiğimiz, çekmecelerimizde duran havlu kağıtlardan koparıp tuvalete gittiğimiz sıradan bir kurum işte.
Keyfim yerinde. 3 çay fişine fındıklı üçü bir arada var burda, bir de yanımda getirdiğim
Bir Varmış Bir Yokmuş CD'leri...
Ben doğmadan önce yazılmış şarkılar bunlar.
75 öncesi Türk popu. Bir çoğu
aranjman. Neşeli, eğlenceli müziklere yazılmış sözler. E tabi şimdi de olduğu gibi şarkıların bir çoğu ayrılık üzerine.
E oluyor mu o zaman da "Oh oh lay lay lom, ayrıldık, ben sürünüyorum, sen de sürün, oh salla çalkala" modunda şarkılar.
İnsanın ulen ne güzel şey ayrılık acısı falan diyesi geliyor. Olsa da çeksek! Hayır aslında daha yeni çektim, ordan biliyorum iyi bir şey değil ayrılık . İnsan kendini pek bi kötü hisseder bunlar nasıl böyle dansederek ayrılık şarkısı söylüyorlar diye düşünürken çalan şarkı gerçeğe döndürdü :
Hasret Bendeki versiyonda Nesrin Sipahi söylüyor. Asıl versiyonda ise
Tanju Okan söyler, en sonunda da ağlar. Öyle bir işte ayrılık/aşk. Hiç unutamayacağını sandığın, yalvardığın, gitmesin diye gözünün içine baktığın, hasret çektiğin...
Neyse ki
ayrılık da sevdaya dahil, neyse ki ayrılanlar hala sevgili...
Neyse ki hepsi geçiyor.