Artık vakti geldi sanırım. Önce
Tekin Acar'a gidip 200-300 milyon verip 25 yaşından sonra kullanırsınız dedikleri kremlerden alayım, sonra da spor, diyetisyen falan şu kiloları vereyim.
Bu nedensiz (!) gaza gelmenin iki sebebi var.
Birincisi, malumunuz İzmirde gönüllü kıyafetleri içinde 8 gün boyunca azr-ı endam ettik. Her gören gönüllümüsünüz diye sordu, "gönüllü değil, görevliyiz" diyemedik, gönülsüzüz sanarlar diye, "Gönüllüyüz" dedik. Bir gün almışım gazı İzmir erkeklerinden, bir de hani görevlilerin bi "ben herşeyi bilirim, buralar benden sorulur" havası vardır ya, onu da takınmışım üzerime sahada atış alanına doğru gidiyorum havalı havalı. Polislerin yanından geçtim, bir tanesi yanındakine döndü ve şu talihsiz cümleyi kurdu:
"Len olm, gönüllülerde yaş sınırı falan yok mu?"
Benim söndü tabi bütün hava. Yakın plan bir fotoğraf çektirdim hemen. Attım bilgisayara, sürekli kırışıklığım falan mı var diye inceliyorum. "Güneş varken kısıyorum ya gözlerimi, kıstığım yerler yanmıyor, onlar da çizgiymiş gibi gözüküyor, kesin ondan." diye düşünüp durdum orda.
Bu birinci sebepti. Gelelim ikinci sebebe.
Gitmeden önce bir dirsek ağrısı başlamıştı bende. Aslında iki dirsek ağrısı, ikisi birden nasıl ağrıyor. Internetten koydum hemen teşhisimi: Tenisçi dirseği. Bu rahatsızlık genelde tenis gibi bileklerin aktif olduğu sporlarda ve örgü ören, el işi yapan ev hanımlarında ortaya çıkıyormuş. Ankaraya varınca bir doktor yapayım da yine teyid ettireyim teşhisimi dedim. Gelir gelmez de yaptım nitekim.
Doktor Bey, sorular sormaya başladı bana. Ben hazırlıklıyım, spor yapıyormusunuz sorusuna. Malum gayet işini bilen kariyerli, modern, bakımlı, gencim falan... Aslında öyle göründüğümü sanıyormuşum. Ne yazık ki doktor, sürekli hamur işi yapıp, evde kalmış, ceyiz yapan bir kız gördü karşısında ve bana şöyle dedi:
Çok mu elişi yaptınız bu ara?
Haydaaa, spor yapıyormusunuz diye soracaktın doktor bey amca, o kadar mı evde kalmış ev kızı gözüküyorum. Araya sıkıştırdım, bütün gün işte bilgisayar kullanıyorum ondan olabilir mi diye. Ama o çıkarken hala " El işi yapmayın, dirsekliğinizi takın" falan diyordu.
Benim tez vakitte görüntümü
Baskül ailesinin küçük kızından
Sex and the city kızına çevirmem lazım.