Evet depresif olacak bu yazı. Kimse kusura bakmasın arkadaşlar, ne kilolarımla dalga geçeceğim, ne beceriksizliğimle. Aman komik olsun, herkes okusun yorum yapsın diye de kasamayacağım bugün. Dil cambazlığı da yapmaya çalışmayacağım. Biri bizi gözetliyor formatıma da lafı olanlar bak ekranın tepesinde kırmızı bir x işareti var, sizi de oraya alayım.
Yazarken ağlıyorum, ağlarken neden yazıyorum bilmiyorum. Belki benimle ilgilenin diyedir, belki şefkat istediğimdendir, belki... Asıl can sıkıcı olan aslında bu, ilgiyi burdan aramak. Neyse siz en azından ağladığım için ilgi gösterirsiniz bana, postun bundan sonrası başkasına...
Bilirsin sen, Bora öldüğünde ben arkadaşlarım için yaşamaya başladım. Aman kırmayayım aman her fırsatım olduğunda görüşeyim, hatta fırsatım yoksa da görüşeyim. Elimde bir fotoğraf makinesi ile dolaşmaya başladım, aman her günün resmi olsun diye. Şimdi bakıyorum, pek resmin yok bende. Senin hiç gitmeyeceğini mi düşünmüşüm ne? Yani sinirlenip adam gibi bir resmini bile yırtamıyorum. O yüzden maillerini siliyorum, silinen öğelere atıyorum, sonra geri alıyorum. 3 sefer daha okuyorum, yine sinirleniyor, yine siliyorum. Silinen ne bilmiyorum. Belki hazmetmeye çalışıyorum, milyon defa okuyunca anlamını yitiriyor mu ne? Mesela kaşık de, şimdi peşpeşe ve hızlı hızlı söyle... 10-20-30... Bak kaşık da anlamsız bir kelime oldu. Belki benim bir dolu defa o cümleyi okumam da ondandır... Sonuçta anlamsızlaşıyor herşey... herkes...
PS: O okumaz buraları, ama bir şekilde siz okumasına vesile olursanız vururum sizi kızlar. Görülen lüzum üzerine edit: Durun hemen aklınıza gelen erkek arkadaşı üzmüş bu kızı düşüncesini silin, bu gayet bir kız arkadaşımla yaşadığım bir sorun üzerine yazılmıştı. Ben ağlarken arayan soranlara teşekkürler. Şimdi iyiyim, geldi geçti... Ama hala anlamsız bişeyler...