Okçuluk federasyonu münasebeti ile
İzmirde geçirdiğimiz 2. gün.
Buradaki tek lüks, soğuk su. Başka hiç bir şey yok.
Ben de dün kahvesiz çalışmam diye takıldım federasyondaki hocamıza, o da yolladı bizi Kipa'ya. Kettle, kahve, şeker, bardak, kaşık falan aldık, çadır şeklindeki ofisimize mutfak kurduk. Ama acıcık ucuza kaçmışız, sabah geldiğimizde kendi kendini kapatamayan kettle, yanık plastik aksamı ile bize "yok size kahve mahve" dedi. Ben ki yılmam hiç bir şeyden (!) uyduruk bir su ısıtıcısının oyuna gelip vazgeçer miyim kahve keyfimden?
Vazgeçmedim, haliyle. Buz gibi bir su kaptım,
frappe yaptım.
Tarif basit, dolaptan bir şişe soğuk su alıyoruz. 1/3'ünü zaten susamış olduğumuz için kana kana içiyoruz. Elimizde kalıyor 2/3 şişe su. Aç iki tane 3'ü bir arada. Boşalt içine. 3 kaşık da ek kahve. Sonrası koluna kuvvet. Su şişesine shaker muamelesi yapınca, süper olmasa da bu koşullar içinde serinleten bir kahven oluyor. Okyay'ın katkıları ile resim yanda.