Dün gece öyle bir ayar aldım ki birinden! Ayar sırasında üzüldüm, hatta tamam ağladım da azıcık, "noluyor be niye fırça yiyoruz iki dakka bir sorunumuzu anlatıyoruz" diye. Ama telefonu kapatınca fark ettim, hizaya geldim.
Dersin özü şu: Sorunun varsa, ya çözmeye çalış adam gibi, ya da ağlanıp sızlanıp durma.
Sonra yattım ben uykuya/rüyaya...
(Eski) Sevdiceğin motorunun arka koltuğunu işgal ettiğimiz dönemlerden beri ulen benim neyim eksik ben de ivme istiyorum diye düşünüyorum ya, bir de son bir iki gündür
bir komşu blogda bu konuda yorum falan yapıyorum. O sebepten herhalde rüyamda motor kullanıyorum ben.
Boyuma posuma uygun güzel bir şey almışım. Ehliyet de cebimizde. Ama gel gör ki kocaman bir yastık taşıyorum önümde. Yastık da yastık yani, hani eskilerin bi yastık da kocatsın dedikleri türden. Dolayısı ile yine ivmeyi hissedemiyorum, yine yolu göremiyorum.
Bu durumda ben ne yapıyorum?Tabi ki söyleniyorum. "O kadar kastım motoru kullanmak için bu yastık yüzünden hiç birşey yapamıyorum" diye ağlayıp duruyorum ama o yastığı ordan kaldırıp da arkama koymak aklıma gelmiyor. İlla taşıyacaksam bu yastığı arkamda da, beni engelleyemeyecek şekilde taşıyabilirim diyemiyorum (Bak, inceden inceye ders var buralarda, okumadan geçme yolcu)
Sonra sabah oldu, ben uyandım. "Ulan" dedim "dün fırça yemiştik, gece rüyasına yatmışım gibi bir de manalı rüya patlatmışım, tam pekişti hadise. " Kalk hadi kalk, yeni bir gün bugün.
Ve işte bıcır bıcırım bugün...
Ve tenk yu sir :)