<body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar.g?targetBlogID\x3d9035958\x26blogName\x3dGece\x26publishMode\x3dPUBLISH_MODE_BLOGSPOT\x26navbarType\x3dSILVER\x26layoutType\x3dCLASSIC\x26searchRoot\x3dhttps://sebnem.blogspot.com/search\x26blogLocale\x3dtr_TR\x26v\x3d2\x26homepageUrl\x3dhttp://sebnem.blogspot.com/\x26vt\x3d49898149766296179', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe", messageHandlersFilter: gapi.iframes.CROSS_ORIGIN_IFRAMES_FILTER, messageHandlers: { 'blogger-ping': function() {} } }); } }); </script> Gece Logo Ana Sayfa Profil

Salı, Temmuz 22, 2008

Upuzun bir ara vermişim...

meğer hayat çabuk geçiyormuş, son yazının 16 Haziranda olduğunu görünce inanamadım, ne çok olmuş.

Arada noldu? Bişey olmadı... Hayat geçti...

Hala arabam ile uğraşıyorum. Kazadan sonra Otokoç'a çektirdim arabayı. Onlar yaptılar tamirini. Ama Otokoç bir efsane cidden!!

Kaza yapalı 3 ay oldu yaklaşık, bunun 1 ayında hasar bölümünde kaldı. Ama hasardan aldığımdan beri 3 defa servise götürdüm. -Otokoç yine-

Şöyle ilginç bir cycle var. Benim arabada sorun çıkıyor. Otokoça götürüyorum, onlar sorun yok diyorlar. Sonra başka bir ustaya götürüyorum. O usta sorunun teknik adını söylüyor. Ben gidip Otokoç'a söylüyorum. Otokoç yapıyor. Tepki genelde söyle: "aaa evet değiştirelim biz bu parçayı" diyor. Üç gün sonra başka sorun "Allah allaaa biz neden böyle yapmışız ki, değiştirelim bu parçayı" diyor. Allah için parçayı değiştiriyorlar! detaylar uzuncana aşağıda.

Hasar danışmanının dahilisini bilmiyorum, santrali aradım az önce. (İsimler sallama, belli olacağı üzere)
- İyi günler, hasar danışmanı Abuzittin bey lütfen.
- Ben burdan aktaramıyorum, dahilisi 99 (Santral olup da aktaramamak enteresan tabi. Ama asıl sorun şu ki, o dahili onun değil.)
- O dahili Hüsamettin Beyin hanfendi. Ben Abuzittin Beyi istiyorum. (Ordakilerin dahilisini ezberledim de artık)
- Aaa, öylemiymiş, ben hasar deyince bunu veriyordum. Hüsamettin beyi arayın siz, o biliyordur Abuzittin Beyin dahilisini.
Soracaktım, öğrendikten sonra sizi arayıp bilgi vermemi istermisiniz diye.

Daha önce servis randevusu almak için çağrı merkezini arıyorum.
- İyi günler servis randevusu alacaktım.
- Ne zamana?
- Yarın sabah mümkünse.
- Şehir?
- Ankara
- 2074700'ı arayıp randevu alabilirsiniz.
- Pardon siz 118 misiniz?
- Nasıl?
- Çağrı merkezinden randevu alabilirsiniz yazıyordu o yüzden aradım, siz bana santral numarası veriyorsunuz?
- Biz en erken 2 gün sonraya randevu verebiliyoruz.

Servis kısmı ayrı bir entresan. Arabayı hasar bölümünden aldıktan tam 2 gün sonra motor ışığı yanıyor. Ayrıca arabada acaip bir titreme. Ama hemen olmuyor, araba belli bir süre çalışınca. Ben o dönemde bunun anlamının "fan devreye girince" olduğunu bilmiyorum. İşin garibi servis de bilmiyor. Araba bir gün kalıyor. Gelen cevap şu: "Araba titremiyor ki..." Biz sorun ile karşılaşmadık." Sonra ben gidip başka yerde ustaya anlatıyorum derdimi. Arabayı çalıştırılmıyor bile, kaput açılıp fan pervanesine bakılıyor, kazadan önceki pervane takılmış, her tarafı kırık, o dönmeye başladığında sorun oluyor. Servise gidiyorum, Diyorum ki "o tespit edemediğiniz sorun pervadenmiş, pervane kırıkmış, kazadan sonra eski parça takılmış" o beni hasara yönlendiriyor, hasar pervaneyi o gün değiştiriyor. Açıklama şu: "Arkadaş demek çalıştırmadı fan devreye girene kadar arabayı" .

Hasar'a emme manifoltundaki kırıkları gösteriyorum. "Kör değiliz hamfendi biz de gördük, sorun olmaz bu" diyor. E biz de bu işin ustası değiliz, haliyle tamam diyoruz. Bitmiyor arabamdaki sıkıntılarım. Başka bir yetkili servise götürüyorum. İlgili belgede aynen şu yazıyor: "Emme manifoltunda kırıklar var, rölantiyi yükseltiyor. Önden hasar görmüş, değiştirilmemiş, değişmesi gerekiyor, 835 YTL+KDV". Alıp götürüyorum yeniden Otokoç'a. Tavır aynen şu: "Hallederiz".

Yine hasarda arabayı ilk teslim ettiğim hasar danışmanına ödeme yaparken bu sıkıntılarımı anlatıyorum. Şu yapılmadı, servis tespit edemedi, kırık pervaneyi taktınız falan... Hepsini tek kelime etmeden dinliyor, "benim haberim yoktu" -başka bir danışman takip etti, doğru burası- falan diyor. Ben konuşmaya devam ederken alıyor eline teli, bir numara çeviriyor. Tamam diyorum, şimdi birilerini arayacak, neden böyle yaptık falan diyecek, sorumluları bulacak falan. Karşı taraf teli açıyor:

- melahat abla, gece hanımın ödemesi kayıtlarda gözükmüyor da, bi de sen baksana, sen de varsa, senedini verecem.

4 Yorum:

Anonymous Adsız der ki...

her türlü trafik cezasından daha caydırıcıymış valla, geçmiş olsun. trafik kurallarına uyalım bari de otokoçla muhattap olmayalım.

7/22/2008 04:08:00 ÖS  
Blogger Gece der ki...

sosyal mesajcı olmuş buuuu
(Post production bekliyoruz hala...)

7/22/2008 04:09:00 ÖS  
Anonymous Adsız der ki...

i hate post production.

7/23/2008 01:27:00 ÖS  
Blogger SekerPembe der ki...

Otokoç İstanbul, 3-4 sene evvel benim bir türlü kaloriferi çalışmayan arabamın bir parçasının değişmesi gerektiğini, parça bedelinin o zamanın parasıyla bilmemkaçyüzmilyon türk lirası olduğunu söylemişti. Peki ben arabamı size yarın bırakayım o zaman diyip yola çıktıktan 10 dakika sonra arabam bozulmuş, kontak çalışmaz olmuştu. Oradan geçen bir minibüsçü abi, radyatör suyu bitmiş diyip su ekleyince birden kalorifer de çalışmaya başlamıştı. Ne kadar tanıdık di mi?

7/24/2008 10:07:00 ÖÖ  

Yorum Gönder

<< Ana Sayfa



eXTReMe Tracker