Bundan bana ne aslında, hafta sonu da pek birşey yaptığım yok. Evimde dizimi kırıp oturmayı düşünüyorum bu haftasonu da. Bu arada bu çizmeleri bu karlarda giymeye devam edersem, yakında gerçekten dizimi kırıp oturacağım. Buz pateni yaptım yine işe gelirken. Arabanın da kıçı bi o yanda, bi bu yanda... Gelecekti sabah başıma bir iş.

Ardacığımı özledim, haftasonu görsem onu uzun uzun... Serkanımı göremiyorum, bari Arda ile hasret gidereyim. Büyüdü çok sıpa. 14 aylık şimdi. bazen bal dök yala kıvamında, bazen çok huysuz. Huysuzken de hep annesini istiyor, o nedenle benim için bir sakıncası yok.
Resim en az 6 ay önceden... Ama en sevdiğim resimlerden.
Yemek yeme çalışmalarına devam ediyor Arda. O gün annemler kocaman bir örtünün üzerine oturttular bunu, eline bir kaşık verdiler. Önündeki tabakta da tane mısırlar var. Yiyemedi garibim :) Döküp saçtı hepsini. Kaşığı daldırıyor, çıkarınca yan çeviriyor, ağzına getirene kadar kaşıkta 1-2 mısır tanesi kalıyor. Ama çok eğlendi :) Yere örtünün üzerine düşen taneleri bile kaşıkla almaya çalıştı. Pür dikkat almaya çalışıyor, alınca da kafasını kaldırıp gülerek bana bakıyor, bak yaptım diye.
İlk mektubumu yazdım Serkana. Serkana gitmeden önce açılacak olması çok rahatsız ediyor, ama yapacak bir şey yok, kendisinin henüz çarşı izni bile yok :) 16 haftası kaldı... Kısmet olursa düğünümüz de 9 ay sonra bugün. Doğmamış çocuğa don biçmek tabir edilen bi şekilde nikah tarihine karar verdik de :) Henüz ailem ile tanışma, ve gitmeden önce takılan bir yüzükten başka hiç bir şey yok. İstenmedim bile daha, ama düğün tarihi belli. bişeyleri karıştırdık sanırım. Kısmet tabi. Öyle şimdiden plan yapmakla olmuyor bu işler...
Keyifliyim bugün, sevgilimi özlemekten başka derdim tasam yok. Allah bugünlerimizi aratmasın ne diyelim :)