Dün yine apandisit krizi geçirdim. Kriz dediğim de "hah şimdi gidiverecem, kesin patladı, oy anam oy bu nasıl sancı" krizi. Sanırım bu 1508. eyvah patladı paniğim. Kaçıncıda karın ağrısı olduğunu anlayacağım ben de merak ediyorum.
Panik olup da ne yapıyorum, hiiiç, sağlık ansiklopedisi falan okuyorum o kadar. Bi de, Allah yokluğunu göstermesin, internet var elimizin aldında çok şükür, google>apandisit>search. Sayelerinde endişelerimle mücadele edip hastane yollarından tasarruf ediyorum.
İlk acile gidişimde lise sondayım üniversite sınavına 2 ya da 3 gün var. Amanın bir sancı. Kasık çekmesinin ne demek olduğunu anlıyorum. O zaman da en fanatik beşiktaşlı dönemlerim. Bu futbolcular durup durup kasığındaki çekme yüzünden iğne ile maça çıkıyorlar. Tamam diyorum menisküs falan oldum ben. E o da futbolcu hastalığı.
Sonra yanımdaki dürtüyor beni, "saçmalama kızım apandisit falandır o, ihmale gelmez". Sınıfın parlak öğrencisi değilim, bu cocuk beni zorla ameliyata aldırıp rakip elemeyi düşünmüyordur. Gerçi var yüzünde bi hain gülümseme ama... Yine de sancıma yenik düşüyor, hastane yollarına düşüyorum.
Detay anlatmak istemiyorum, hatırladığım en kötü hastane anılarımdandır. Özetle, "ultrasona tuvalet ihtiyacınız dayanılmaz hale geldiğinde alacağız" dediler, ama bunu ultrasoncuya söylemeyi unuttular! Tuvalet ihtiyacı dayanılmaz hale geldikten sonra doktorun evden gelmesini beklemek nasıl bir işkencedir bilir misiniz?
Çıkmadı tabi bişey, idrar kesem patlamış olabilir ama apandisit yerine. Lan yoksa bu onun sancısı mı?