Geçen seferki ukalıklarım işe yarayıp da 2. görüşmeye çağrılınca, dolabımızdan takımımızı çıkarıp üzerine bi de ukalığımızı takınıp görüşmenin yolunu tuttuk. Tok satıcıyım ya, hiç taviz vermeden "kendimi kaça satabileceğimi" anlamaya çalışmak üzere görüşme odasına girdim. Girizgah hal hatır derken hiç bozmuyorum havamı. Şimdi kamuya açık yerde yazıyorum diye "burnum havalarda" diyeyim, siz anlayın neyimin nerede olduğunu.
Neyse, geçtik görüşme faslına. Karşımdakiler 4 kişi.
Tam kolej fiyaskosunu atlattığımı düşünürken iş tecrübesi kısmına geçtik. Orada da çok havalıyım, Ankaranın 2 holdinginde çalışmışım ki hava atmak için süper malzeme. Haliyle başladım havalı havalı konuşmaya (Araya teknik terimler ve İngilizce kelimeler serpiştirmenin etkisini geçen hafta ki case study de incelemiştik, tekrarlamıyorum) Ancak, bu sefer genel müdürle görüşüyorum ki kendileri işletme kitaplarında "kurt" olarak tanımlanan kesimden.
- Peki Şebnem Hanım, 2 büyük grup, başarılı işler. Şu anda çalıştığınız grup bize göre çok high-level (Burada İngilizce kelime kullanılmasının nedeni ukalalık ya da ispat değil, gerçekleri perdeleme ve daha az kulak tırmalamasını sağlama, diğer durum ile karıştırılmasın) Huzursuz oldum, neden holding bünyesinden bizim gibi bir şirkete geçmek istiyorsunuz?
- (Biliyordum, biliyordum...Yemedi işte, adam kurt, o kadar ukalalık yaparsan, böyle yapar işte, siz fazlasınız mesajı verip paniklememi istiyo, hemen çark etmem lazım, "ya aslında benim de endişelerim var" denmez ki bu konuda) Tamamen şans aslında, yoksa benim gayretim değil. Zaten ben hep "dedicated" ekiplerle çalıştığım için büyük holdinglerin içindeki küçük firma gibiydik. O yüzden grupların büyüklüğünden çok ekipler beni ilgilendiriyor. (Yırttık galiba)
- (Bırakmam kızım seni, sen hava at bize başarı hikayelerim var falan diye, sonra bizden iş iste) Peki neden ayrılmak istiyorsunuz?
- (Sen kurtsun da ben de kuzu muyum? Belli sorunlar var ama bunlardan hiç biri, ciddi bi problemler değil, çok para istiyorum ben, daha iyi bir pozisyon istiyorum diyecek halim yok ya) Aslında bu konuda çok konuşmak istemiyorum, ben çalıştığım kurumu sahipleniyorum, o yüzden kol kırılır, yen içinde kalır bunlar konuşulmazmış gibi geliyor bana. Ama falan filan........... (Oh be, kurumsal kimliği sahipleniyorum mesajı da verdik müstekbel patrona, e tabi bi de networkün önünü kestik, dedikodular mevcut patrona ulaşamayacak)
- (Adamda hala fazla ukalasın, dediğin gibiysen "over qualified" damgası yiyeceksin havası var sıradaki soruyu sorarken) Peki kariyer hedefiniz ne?
- (Ukala olmak ve artık biraz daha küçülmek arasında gelip gitmeler arasında zaman kazanmak ve öyle muhabbet havası oluşması için) Genel müdürlükte gözüm yok merak etmeyin. (Nihohahaha, ama ama niye karşımdakiler gülmüyor)
- Biz genel müdürlükte gözü olanları arıyoruz ama. Önümüzdeki 5 senede nerede olmak istiyorsunuz ki?
- (Yok ne yapsam yemedi, ben iyice küçüleyim bari) Ben henüz kariyerimin başındayım, sonuçta aldığım eğitim bana sözünü ettiğiniz hırsı kazandırdı ama önümüzdeki 5 seneyi genel müdür olabilecek kadar yetkinleşebilmek için kendime yatırım yaparak geçireceğim. (Hırsım var ama kendiminde farkındayım mesajı vermiş olayım artık nolur, işler sarpa sarıyor)
- (Veeee beklenen sonuç) Teşekkürler biz sizi ararız.